Ana içeriğe atla

AMATÖR LİGDE YABANCI FUTBOLCU SORUNU

Yıllardır Amatör liglerde yaşanan sorunlardan biride yabancı uyruklu futbolcuların kulüplere yaşattığı sorunlar. Türkiye Futbol Federasyonu uzun bir süredir bu sorunlara çözüm bulmak istemiş, ama kulüplerden gelen taleplere de sessiz kalmayarak Amatörlerde yabancı kuralını ortaya koymuştu.

Ülkemizde futbol oynayan yabancı uyruklu futbolcuların çoğunluğu siyahi oyunculardan oluşuyor. Bu futbolcuların büyük bir kısmı Nijerya’dan gelirken, Azerbaycan’dan da son dönemlerde gelen yabancı uyruklu futbolcuların sayısı dikkatlerden kaçmıyor. Aksine bakılırsa Avrupadan ülkemize amatör futbol oynamak için gelen futbolcu neredeyse yok gibi. 

Peki bu futbolcular neden Türkiye’yi tercih ediyor. Çünkü iyi para kazanıyorlar.

İyi bir yabancı futbolcu ortalama 100 ila 150 bin TL arası yıllık kazanç elde ediyor. Orta hallisi 20 bin TL peşin, 2-3 bin TL maaş yada 300-400 TL arası maç başı ücreti ile oynuyor. Orta halli bir yabancı futbolcunun yıllık kazancı 50 bin TL’ye yaklaşıyor.

Asgari ücretin 2000 TL olduğu ülkemizde, bir emek işçisi 12 ayda 24 bin TL kazanabilirken, yabancı bir futbolcu Ağustos ayında başlayıp, Nisan ayında bitirdiği amatör ligde 50 bin TL kazanabiliyorsa, neden başka bir ülkeyi tercih etsin ki? 

Üstelik yabancı hayranı yönetici ve antrenörlerinbulunduğu bir ülkede bu iş daha kolay görünüyor.

Yöneticiler kendilerini büyük takımların başkanı havasınasokabilmek için bir siyahi futbolcunun marka değerini yükselttiğini düşünerek hareket ediyor. Bu sayede taraftarınilgisini çekmeyi başarabiliyorlar. Çünkü yabancı futbolcular, takımların en çok sevilen isimleri oluyor. 

Amatör liglerde sözleşme kavramı bulunmadığından Türkiye’de öyle kalburüstü bir yabancı bulmanızda pekmümkün görünmüyor. Zaman zaman süperlig oynamış bazı yabancı futbolcular, sırf para kazanabilmek adına amatör lisans çıkartabiliyorlar. Ancak öyle yetenekli yabancıları ekonomik fiyatlara transfer etmenizde mümkün olmuyor.

Bir yabancı oyuncu ülkemizde herhangi bir takıma transfer edildiğinde dil sorunu, uyum sorunu gibi bir çok sorunu beraberinde getiriyor. Yerli futbolcular onunla aynı odada kalmayı bile istemiyor. Hiç bir amatör takım, yabancı futbolcusu için tercüman bulundurmadığı için bu futbolcu saha içinde görsel olarak anlatılandan ne anlayabildiyse,taktiksel olarak onu uyguluyor. Yani iletişim sorunu had safhaya varabiliyor.

Yabancıların ekstra maliyetleri de bu işin cabası. Bir kere bu oyuncular peşinatlarını tam olarak almadan lisanslarını yaptırmıyor. Bazen, nasıl bir sporcu olduklarını, kalitelerini anladığınızda verdiğiniz para ile çok daha iyi yerli oyuncuları kadronuza katabileceğinizi anlıyorsunuz. Fakat iş işten geçmiş oluyor



Aileleri ile görüşmeleri için internet, onların kullandığı dili izleyebilmeleri için Beinsport, yıllık gidiş dönüş uçak biletleri, crismiste izin, oturma izin işlemleri ve ücretleri gibi kendilerine özel giderleri oluyor.

Sağlık sorunları yaşadıklarını söyleyerek oynamam diye tutturabiliyorlar. Ama blöfmü yapıyorlar yoksa gerçektenmi sağlık sorunları var çokta bilemiyorsunuz. Menejerleride ayrı bir dert. Onları kendi ülkelerinden para karşılığında transfer etme hayaliyle bir sabah İstanbul’a uçakla indiriyorlar. Sonrasında ise kimsenin sahip çıkmadığı bir yanlızlık onları bekliyor. Kimisi transfer oluyor tabi ki, ama olamayan ise işportacılık yapabiliyor. 

Her neyse, konumuz aslında yabancı futbolcu sorunu değil, yabancı futbolcunun önümüzdeki sezondan itibaren BAL ligi ve yerel en üst ligde yasaklanmış olması.

Şahsen TFF’nin bu konuda üç sebeple isabetli karar aldığını düşünüyorum.

Bunlardan birincisi kararın Mart ayında kamuoyu ile paylaşılması. Kulüpler önümüzdeki sezon kendilerini buna göre hazırlayacaklar. Kadrolarını buna göre oluşturacaklar.

İkincisi ise milli sermayenin yabancı futbolcular yerine yerli futbolculara, kendi evlatlarımıza gidecek olması.

Üçüncüsü ise Yabancı Futbolcularla kulüpler arasındaki anlaşmazlık, mali sorunlar gibi bazı sorunların olmayacak olması. 

Bu karar alınırken ülkemizde kalıcı olarak yaşayan yabancı uyruklu Büyükelçi, yönetici, doktor vb kişilerin çocuklarının spor yapma haklarının ellerinden alınmaması için SüperAmatör Küme olan yerlerde 1. Ve 2. Amatör ile altyapı kategorilerinde yabancı oyuncu oynatma hakkı tanınmış. Süper Amatör Kümenin olmadığı yerlerde 2. Amatör ve altyapı kategorilerinde yabancılar oynayabilecek. 

TFF hem insan haklarını dikkate almış, hem milli bir şekilde hareket etmiş, hemde beşeri sermayenin yurtiçindekalmasını sağlamış.

Yabancı futbolcular için TFF’ce yapılması gereken tek bir düzenleme kalmış aslında. İlk defa lisans çıkartacak olan yabancı uyruklu futbolcuların lisans ücretlerinin kulüplere ekonomik yük getirmemesi için, lisans ücretlerinin normal düzeye çekilmesi. Amatör Futbol İcra Kurulu Başkanı Sayın Ali Düşmez ve ekibinin, yeni sezonda bu konuda da bir çalışma yapacağına inanıyorum. 

Bir sonraki yazıda “Amatör Futbolcuların” en çok sitemkar olduğu kontenjan meselesine değinmek istiyorum. 

Allah’a emanet olun.


 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Milli Takıma Ağrı'dan Futbolcu Gidermi

Başlığa bakıldığında herkes cevap olarak hayır diyebilir. Hatta şiddetle karşı çıkabilir. Ağrı'dan bu güne kadar kaç futbolcu çıkmış ki, şimdi çıksın diyebilir. Gerçeğine bakarsanız Türkiye Futbol Federasyonu'nun kuruluşundan bu güne kadar Ağrılı bir futbolcuyu milli takımlarda kimse izlememiştir. *********** Farklı branşlarda temsilcilerimiz oldu genellikle. Adem Kılıççı, Bayram Malkan, Fecri İdin, İhsan Kösen boks branşında gururumuz oldular yıllarca. Sadık Salman, Elfesiya Alptekin’in isimleri de hala akıllardaki tazeliğini koruyor. Bir çok branşta yetiştirdiğimiz önemli sporcular var iken, futbolda milli düzeyde sporcu yetişmemesinin nedeni ne peki? ************ Bir boksörün yada bir atletin başarı elde etmesi kısa vadede mümkün değildir. Büyük çaba, özverili bir emek ve zaman ister. 1500m yarışlarında kısa vadede bir atletten derece yapmasını bekleyemezsiniz. Bir ay içerisinde bir boksörden rakibini nakavt etmesini bekleyemezsiniz. Ama konu futbol olunc

Çocuklarımıza Güvenin

Futbol… Milyonları peşinden sürükleyen bir endüstri. Yarattığı ekonomi o kadar güçlü ki, bir köşe yazısında anlatılamayacak büyüklükte. Antrenörü, simitçisi, muhabiri,reklamcısı, formacısı ve bir çoğu bu endüstriden faydalanmak için çabalıyor. Bir kesim var ki, bu endüstrinin en masumları. Çocuklar… Futbolda alt yapı önemli bir unsur. Önemli olduğu için herkes altyapıdan bahseder.  Siz hiç futbolda altyapının önemini bilmeyen federasyon yetkilisi gördünüz mü?  Veya altyapıya önem vereceklerini anlatmayan bir kulüp başkanına denk geldiniz mi?  Altyapı ile vakit kaybetmeyin diyen tek bir taraftar var mı?  Futbolda altyapının önemini hepimiz çok iyi biliyoruz değil mi?  Temeli sağlam olmayan bir bina çöker. O temeli sağlamlaştırmak o kadarda kolay değil. Size iyi bir tesis lazım öncelikle. Sonrasında bir veya iki futbol sahası. Finans kaynakları önemli tabiki. Malzemeyi de ihmal etmeyeceksiniz. Başarı için çocuğun fiziksel gelişimi ve okulu ile ilgilenecek bir ekip şart. Beslenme tam anla

Ali İhsan Varol Üzerine

Geçtiğimiz günlerde Ağrı çok önemli bir değerini son yolculuğuna uğurladı. 1940 yılında Patnos’un Ürküt Köyün’de dünyaya gelen Ali İhsan Varol,  2020 yılında yaşadığı rahatsızlığa yeni düşerek hayatını  kaybetti. Memani aşiretine Ağrı’da büyüklük yapması, Badıllilerinin aile büyükleri arasında olması ve bir dönem siyasetle meşguliyeti, onu önemli ve değerli kılmıştı. Ürküt köyündeki bir evin odasında açılmış olan derslikte okumayı öğrendi.   Okulun olmadığı Ürküt’e 10 yıl sonra okul yapılınca 1950 yılında ilkokula başladı.  Babası Salih Ağa’nın 1969 yılında vefatı sonrasında  Ali İhsan Varol köyün hemde ailesinin yükünü omuzlarında hissetti. 1978 yılında Patnos’ta Mercuri ve Asi aşiretleri arasında meydana gelen husumet sonrasında 26 kişi hayatını kaybetmiş, aşiret olayları  Patnos’un dışında Malazgirt, Bulanık ve Erciş’e sirayet etmişti.  Ali İhsan Varol, dönemin  Senatörü Kasım Küfrevi ve Milletvekili Kerem Şahin’i  yanına alarak bu önemli barışa imza atmış, Ürküt Köyü’n